SMK’nın 148. maddesi uyarınca, tescilli bir markanın, tescil kapsamındaki mal veya hizmetlerin tamamı ya da bir kısmı için devredilebilmesi mümkündür. Markayla ilgili diğer hukuki işlemlerde olduğu gibi, devir işlemi de yazılı şekil şartına tabi kılınmıştır. Devir sözleşmesinin geçerliliği, noter onaylı olarak yapılmış olmasına bağlıdır. Devir işlemi, sicile kaydedilmesinin ardından üçüncü kişiler açısından hüküm ve sonuç doğurmaktadır.
Anılan düzenlemeler tescilli markaların devrine ilişkin olup, tescilsiz markaların devrine dair kanunda açık bir hüküm bulunmamaktadır. Ancak, Yargıtay’ın yerleşik içtihatlarında tescilsiz markaların da devre konu edilebileceği kabul edilmektedir. Bu doğrultuda, tescilsiz markaların devri için özel bir şekil şartı aranmayacak olup, devir işlemi 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun genel hükümleri çerçevesinde gerçekleştirilecektir.
tescilsiz markanın devrine ilişkin 28.12.2017 tarihli sözleşmenin noter onaylı olmaması nedeniyle geçersizliği savunulmuş ise de 6769 Sayılı Kanun'un148. maddesinin dördüncü fıkrasındaki geçerlilik şartının tescilli markalara ilişkin olduğu, tescilsiz markaların devrine ilişkin ilgili Kanun'da bir hüküm yer almadığı ve bu itibarla tescilsiz markaların devrinin genel hükümlere tabi bulunduğu, buna göre tescilsiz markanın devrine ilişkin özel bir şekil şartı ön görülmediğinden 28.12.2017 tarihli sözleşmeye itibar edilmesi gerektiği gerekçesi ile davalılar vekillerinin istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.
YARGITAY 11. HUKUK DAİRESİ E. 2023/2042 K. 2024/4581 T. 3.6.2024