Markanın dernek faaliyetlerinde izinsiz kullanımı tecavüz teşkil eder mi?
Marka hakkına tecavüz eylemlerinin gerçek veya tüzel kişiler tarafından gerçekleştirilmesi hukuki sonucu etkiler mi?
SMK md. 150’de sınai mülkiyet hakkına tecavüz sayılan fiilleri işleyen kişilerin, hak sahibinin zararını tazmin etmekle yükümlü olduğu hususu düzenlenmiştir. Anılan hükümde tecavüz sayılan fiilleri işleyen kişiler arasında herhangi bir ayrıma gidilmemiştir. Bu sebeple tecavüz fiillerinin gerçek veya tüzel kişiler tarafından işlenmesi mümkündür.
Ayrıca, madde kapsamında bu fiilleri işleyen kişilerin hareket saikine ilişkin herhangi bir düzenleme bulunmamaktadır.
Değinilen sebeplerle, ticari bir işletme veya sivil toplum kuruluşu olmasına bakılmaksızın, marka sahibinin izni olmaksızın Sınai Mülkiyet Kanunu’nun 29. maddesinde sayılan eylemleri gerçekleştiren kişiler, marka sahibinin zararını tazmin etmekle yükümlüdürler.
…bu kapsamda marka sahibinin izni olmaksızın markanın veya ayırt edilemeyecek kadar benzerinin kullanılmasının markaya tecavüz teşkil edeceği, tecavüzde bulunan yönünden bir sınırlandırma yapılmadığından, anılan fiilleri işleyen gerçek veya tüzel kişilerin belirtilen nitelikteki eylemlerinin markaya tecavüz oluşturacağı, ayrıca anılan maddede düzenlenen eylemlerde bulunan gerçek veya tüzel kişinin amacının da eylemin niteliğine bir etkisinin olmayacağı, diğer bir deyişle markaya tecavüzün gerçekleşmesi için tecavüzde bulunanın bir ticari işletme olması zorunlu olmadığı, bu itibarla, ilk derece mahkemesinin, davalının ticari bir işletme olmayıp, toplumsal cinsiyet eşitliğini amaç edinen bir dernek olması nedeniyle eyleminin markaya tecavüz oluşturmayacağı yönündeki gerekçesinin yerinde görülmediği,
YARGITAY 11. HUKUK DAİRESİ E. 2022/2587 K. 2023/6260 T. 30.10.2023